Japon mimarisi ve iç tasarımı sade ve kendine özgü yalınlığı ile bilinir. Fazlalıklardan kurtulan, dingin ve konforlu evlerinin ihtişamı ile iç huzura ereceğiniz bu evlerin yapısına gelin birlikte bakalım.
Geleneksel Japon mimarisinde ‘’minka’’ denilen Japon evleri ahşaptan olan görkemli çatıları ile insanları etkileye gelmiştir. Japonya bir ada ülkesi ve minimalizm yani sadelik ve yalınlık anlayışının hâkim olduğu bir yer. Hem iç hem de dış mekân olarak incelendiklerinde farklı olduklarını söylemek mümkün.
Eski Japon evlerinin mimari ve iç tasarım materyallerine baktığımızda karşımıza çıkan ana yapı malzemeleri tahta, kâğıt, kil ve pirinç samanı gibi tamamen doğal malzemelerden oluşmaktadır.
Bu evler açısında mahremiyetin korunması, doğa ile iç içe olması ve eve doğal ışığın girmesi çok önemli. Geleneksel Japon evleri ‘’hinoki’ türünden yapılan ahşap direkler ile desteklenmiştir.
İklim sebebiyle kar yükünü azaltmak amacı ile çatılarda eğimli bir yapı tercih edilmektedir. Çiftlik evi olan ‘’tatami’’, pirinç kamışlarından yapılmış bir tür hasır olarak bilinir.
Japonların zen felsefesine dayanan bir gelenekleri var. ‘’Shoin -zukuri’’ ismindeki geleneğe göre farklı mimari özellikler uygulanır. Öncelikle, yapının bahçesi ve içinin uyum içerisinde olması gerekir.
Yere yakın ve organik malzemeler kullanılarak mobilyalar oluşturulur. Hareketli paravan ve sürgülü yapı kullanımına sıkça rastlanır. Dolaylı olarak kullanılan aydınlatmaya ek olarak, mahzen ve depolama alanları mevcut. Kırmızı, siyah ve altın rengi sıkça kullanılıyor olup giriş kapısında antre bulunur.
Tavanlar açık yapıda olup doğal ışığın eve girmesi amaçlanarak güneş ışığından en yüksek verimin alınması için kullanılır. Ayrıca geleneksel Japon evlerinde doğal ışığın eve girmesi için cam kullanılmaz bunun yerine ‘’shoji’’ denilen ahşap veya bambu çerçevelerden oluşan yarı saydam kâğıttan yapılmış paneller kullanılır.
Ayrıca kayarak hareket eden sürgülü kapılara ‘’fusuma’’ adı verilmiştir.Bu kapılar manzara resimleri ile süslenir. Materyal olarak yapımlarında ahşap, kâğıt, karton kullanılırdı.
Japonların ve Türklerin evlerinde ise benzer bazı özellikler mevcut. Japonlarda evlerine girerken ayakkabılarını çıkarıp ‘’genkan’’ adı verilen giriş holüne bırakılır. Aydınlatmaların da ‘’andon’’ adıyla bilinen çevresi kâğıttan olan içinde ise mum bulunan aydınlatma kullanılırdı.
Japonlar, ‘’zaisu’’ denilen ayaksız sandalyelerde ‘’zabuton’’ adı verilen minderler konularak otururlardı. Kışın ortamı ısıtmak için ‘’kotatsu’’ adı verilen altında kömürlü veya şu an elektirikli bir sistem olan alçak masalar kullanılmaktaydı.
Japonlar yataklarını gün içerisinde toplayıp kaldırabildikleri için aynı oda oturma odası olarak da kullanılmaktaydı. ‘’ Engawa’’ adı verilen dış koridorlar sıcak günlerde veranda olarak kullanılırdı. ‘’Byobu’’ adı verilen paravanlar ise özel olarak işlenmişlerdir. Mahremiyeti ve gizliliği sağlayan önemli araçlar olarak kullanılmışlardır.
İroriler, Japonların zeminden daha alçak olan ocaklarıdır. Ortasında taşla kaplı çukurlar bulunur. Günümüzde ise bu yapıya çok sık rastlanmamaktayız. Japonların ‘’ ofuro’’ denilen banyo tasarımlarının yapısı sayesinde uzun saatler boyunca banyo içerisinde vakit geçirebilirsiniz. Bu duruma ek olarak tuvalet ve banyonun yeri ayrıdır.
Evlerde sandalye yerine ‘’zabuton’’ denilen birkaç cm kalınlığında 50-70 cm ölçülerindeki eşya kullanılır. Bunlar ince yastıklardır.
Japonların mahremiyete büyük önem verdiğini biliyoruz. Gizlilik sebebiyle ahşap veya metalden yapılan ‘’amado’’lar ile evin dış cephesi kapatılıp muhtemel fırtınalara, tayfunlara karşı koruma sağlanır.
Minimalizm ve sadeliğin kullanıldığı geleneksel Japon evleri, kendine münhasır birçok ayrıntıya sahip. Organik materyallere önem verilen bu evlerden Japonların kültürlerini anlamak ve tanımak mümkün gözüküyor.
Algedra Interior Design olarak sizi halini kurduğunuz evlerle bir araya getiriyoruz. Klasik yapıdan geleneksele, İngiliz iç tasarımından moderne, çağdaş stilden lükse birçok yapının bir arada bulunduğu projelerimize göz atmak için portfolyomuzu ziyaret edin.